Nikâh Tazeleme
Müslümanların zaman zaman nikah tazelemeye ihtiyaç duydukları ve bunu çeşitli usüllerle yaptıklarını biliyoruz. Fakat birçok kişi, bunun zor bir işlem olduğunu zannederek nikahyenilemekten uzak kalıyor. Kimileri de uygulama şeklini yeterince bilmediklerinden, nikahtazelemeleri usule uygun olmuyor.
Bilindiği gibi, İslâm hukukunda evliler arasındaki boşanma hakkı en fazla üçtür. Üç boşamadan sonra, yeni bir evlilik geçirmeyen aynı kadınla bir daha nikahlanma ve boşanma hakkı olmaz. Ancak, bu durum boşanma yoluyla olan ayrılığa mahsustur. Müslüman erkek veya kadından biri -Allah korusun- iman dairesinden çıkıp “mürted” olsa, bu durumda nikah doğrudan bozulup, evlilik bağı ortadan kalkar. Fakat dinden çıkma durumunda bozulan nikah boşanma değil, nikahın feshidir (yok olmasıdır). Bu ise boşanma (talak) sayısını etkilemez. Erkeğin sebep olduğu boşanma hali dışında, her iki eşin sebep olabildiği bu gibi nikah feshinde, üç kereden çok fazla da olsa, herbirinde nikahın yenilenmesi mümkündür.
Yine bilinen fıkhî bir gerçektir ki, mürted olmuş kişinin hiç kimseyle nikahı sahih değildir. Önce müslümanken, evlendikten sonra dinsiz olan kimse de nikah bağını koparmış olur.1 Bu durumdaki kimseyle evlilik hayatını sürdürmek caiz değildir. Ancak, imanı bozulan eşin tevbeyle iman tazeledikten sonra, şartları çerçevesinde nikahını da yenilemesi gerekir. Sadece tevbe etmek nikahın tazelenmesi için yeterli olmaz.
İman Nasıl Bozulur?
İmanın şartlarından birini inkar eden veya dini zaruretlerden namaz, oruç, zekat gibi kesin farzları inkar ve tahkire kalkan, yahut zina, şarap, faiz gibi kesin haramların haramlığını kabul etmeyen kimse, dinden çıkıp mürted olur. Bunun gibi din ve mukaddesata hakaret eden, müslümanın imanına ve kitabına söven de kafir olur. Müslümanlık iddiasıyla yaşadığı halde, baştan beri mezhep ve itikadı küfür üzere olan, ismen müslüman, fakat aslen kafir olan batıl inançlı kimseler ise putperest ve müşriklerden sayılır. Müşriklerin kendi aralarındaki nikahları geçerlidir.
Müslüman erkeğin, ehl-i kitap denilen -dinine bağlı- yahudi ve hıristiyan kadınlarla evlenmesi, kerahetle de olsa caizdir. Ancak müslüman kadının müslüman erkekten başkasıyla evlenmesi caiz değil, batıldır, hükümsüzdür.
Bilerek veya bilmeyerek küfre düşülüp imanın ve nikahın bozulması, yahut dikkatsizce sarfedilen bazı sözlerden dolayı boşanmanın meydana gelmesi ihtimal dahilindedir. Bu münasebetle zaman zaman tevbekâr olup, iman tazelemek gerekebilir. Ayrıca evliler için şartlarını gözeterek nikah yenilemek de ihtiyatlı bir davranıştır. Zaten nikah tazelemelerin birçoğu bu sebeple olmaktadır. Yani nikahın sıhhatine bir şüphe düştüğü zaman, şartlarına uygun olarak yenilenmesi isabetli olur. Böyle ihtiyata dayalı bir nikah için, ayrıca nikah bedeli (mehir) ödemek de gerekmez.
Nikah Nasıl Tazelenir?
Nikah tazeleme, bilinen nikah akdinin aynısıdır. Yani en az iki erkek şahit yanında, evlenen tarafların birbirlerini eş olarak kabullendiklerini açıkça ifade etmeleridir. “Ben seni eşim olarak (yeniden) nikahıma alıyorum”; “Ben de bu nikahlanmayı kabul ettim.” gibi.
Nikah yenilemede işin daha kolay şekli ise şöyledir: Erkek, nikahını yenilemek için eşinin vekalet ve rızasını alır. Uygun şahitler (ergen, müslüman ve en az iki erkek) huzurunda: “Ben, mevcut eşimi onun rızasıyla yeniden kendime nikahladım.” der. Böylece nikah yenilenmiş olur. Bir de bereketlenmek için Fatiha ve dualar okunabilir.
Ancak, Şafiî mezhebinde kadının sadece erkek velisi veya velinin erkek vekili karşı tarafla nikah sözleşmesi yapabilir. Yani Şafii bir erkek, karısının velisinden vekalet alarak, karısının da izniyle nikah tazeleyebilir.2 Fakat gerekirse bu meselede Şafiîler de, Hanefileri taklid edebilirler.
Bazen camilerde ve benzer topluluklarda, “Allahümme, innî üridü…” (Allah’ım ben istiyorum ki…) diye başlayan ve imamın cemaatle birlikte tekrarladığı bir nikah tazeleme şekli var. Bu durumda imam haricinde cemaatin söyledikleri, yetersiz telaffuzlarla ve şahitlik yönüyle de anlaşılmaz gürültülerle birbirine karışıyor. Bu durum bir hatırlatmanın ötesinde, nikah tazeleme için yeterli olamaz. Ancak hanımından nikah vekaletini almış bir-iki kişi, imamın yanına çıkarak onunla birlikte veya kendi başlarına cemaate karşı: “Ben mevcut zevcemi onun rızasıyla, yeniden kendime nikahladım” demiş olsalar, nikahları yenilenmiş olur.
1- Kâsânî: Bedaiu’s-Sanai, Beyrut-1997; İbnu’l-Hümam: Fethu’l-Kadîr, Beyrut-1995, 3/394, 406
2- Maverdî: el-Havi’l-Kebir, Beyrut-1994, 9/128; Beğavî: et-Tehzib, Beyrut-1997, 5/286.