Beş Vakit Namaz
Otuz kişilik bir sınıfta, kimlerin günlük namazlarını kıldığını sorduğumda herkes parmak kaldırdı. Bu öğrencilerin hepsinin namaz kıldığı anlaşılıyordu. Günde beş vakit olarak namaz kılanları sorduğumda ise, kalkan parmak sayısı yarıya düştü. Sonra beş vakit namazı şöyle açıkladım:
—Arkadaşlar! Günde beş vakit namaz demek, aradan aylar geçse de bir tek namaz borcu dahi bırakmadan, vaktinde kılınamayanı da mutlaka kaza ederek, hiç fire vermeden namazları kılmak demektir. (Kadınlarda özel haller müstesna). Bu duruma göre noksansız olarak beş vakit kılanlarınız?
Herkes birbirine baktı. Sonra üç kişinin parmağı kalktı. Demek ki namaz kılan bu gençlerin ancak onda birinin, gerçekten beş vakit olarak namaz kıldığı anlaşılıyordu. Sözlerime devam ettim.
—Elbette kılınan her namaz önemlidir. Bununla namaz vazifesinin bir kısmı yerine getirilmiş olur. Günde beş vakit kılamayanların, kıldıkları namazlar da geçerlidir. Fakat esas olan hepsini vaktinde kılmaya gayret etmek, vaktinde kılınamamış olanları bir an önce kaza etmektir.
İçlerinden biri, yaşadığı gerçeği şöyle dile getirdi:
—Hocam, ben nice zamandır namazları kesintisiz kılmak için başlıyorum; fakat birkaç hafta sonra az bir gevşeklik yüzünden ve şeytanın da oyalamasıyla günlük namazlarımda aksamalar oluyor, beş vakit namaz zincirini sürdürmekten mahrum kalıyorum. Çare nedir?
—Evet, gençler bu nokta çok önemli. Bu gevşeklikden kurtulmanın ve arada hiç boşluk bırakmadan namazlara devam etmenin tek çaresi: kesin kararlı olmaktır. Eğer bundan sonra, namazları hiç aksatmamaya kesinkes bir azimle karar varirseniz, kesin karara, şeyten da müdehale edemez.
Beş vakit namazı böyle bir kararlılıkla kılabilirsiniz. Mesela bugün ayın kaçı? Mayısın beşi. Verin kesin kararınızı. Bakalım altı ay sonraki kasıma kadar nasıl gidiyorsunuz? Haydi, bakalım yiğitler! Azminizi bileyin iradenizi güçlendirin, namaza iyi sarılın. Şeytana inat, Allah’a itaat!
Bu açıklma üzerine sınıftan on kişi, yüksek sesle bu kulluk vazifesini kesintisiz yapacağına söz verdi… Altı ay sonra kasım ayında tekrar karşılaştığımızda son durumlarını sordum. Bunlardan dokuzu altı aydır beş vakit namazdan hiç noksanlık bırakmadıklarını, gönül huzuru içinde açıkladılar ve yüce Allah’a şükrettiler.