Yarım Elma Hakkı
İbn Batuta bir gün Lazkiye civarında bulunan Cebele şehrine doğru yola çıkar. Kesintisiz nehirlerin aktığı, gür ağaçların göğe yükseldiği, denizden bir mil uzakta olan bu şehir ayrıca fedailerin kalelerindenmiş.
İbn Batuta anlatıyor:
Orada meşhur salih velî İbrahim b. Edhem Hazretleri’nin kabri vardır. Bu zat dünya mülkünü terk etmiş, gönlünü tamamen Allah Tealâ’ya bağlamış, bu haliyle meşhur olmuştur. İbrahim, halkın sandığı gibi bir hükümdar ailesinden değildi, annesinin babası olan dedesinden kalan mülke vâris olmuştu. Babası Edhem ise, salih ve gezgin âbidlerdendi.
Anlatıldığına göre Edhem (İbrahim b. Edhem’in babası), bir defasında Buhara bahçelerinden birine uğrar. Orada bir akarsudan abdest alır. Bu sırada suyun sürüklediği bir elma görür. Bir mahzuru olmadığını düşünerek elmayı yer. Fakat sonra bu yaptığından dolayı içine bir şüphe düşer.
Bahçe sahibinden helallik dilemeye niyetlenir. Bahçenin kapısına varınca sahibinin bir kadın olduğunu görür ve helallik için elma meselesini ona anlatır. Kadın; “Bu bahçenin yarısı benim yarısı sultanındır!” der. Bahçenin yarısının sahibi elmanın yarısını helal eder. Ama Sultan, Buhara’dan on günlük mesafede bulunan Belh’tedir.
Edhem doğru Belh’e gider. Sultanla merasim alayında karşılaşır ve durumu anlatıp yarım elma hakkını helal etmesini ister. Sultan, Edhem’e ertesi gün tekrar gelmesini emreder. Sultanın ibadete düşkün ve salih kişileri seven, çok güzel bir kızı vardır.
Şüpheli şeylerden sakınan ve dünyaya önem vermeyen biriyle evlenmek istemektedir. Sultan konağına dönünce, Edhem’in hikâyesini kızına öve öve anlatır. Edhem’in yarım elma hakkı için Buhara’dan Belh’e geldiğini söyler. Hadiseyi öğrenen Sultanın kızı Edhem’le evlenmek ister.
Bunun üzerine Sultan, Edhem ertesi gün konağa geldiğinde; “Ancak kızımla evlenirsen hakkımı helal ederim!” deyiverir. Edhem hayli direndikten sonra evlenmeyi kabullenir…
Sultanın kızı Edhem’den hamile kalarak İbrahim’i doğurur. Sultan dedesinin erkek çocuğu olmadığından, onun mülkiyeti de zamanla İbrahim b. Edhem’e intikal eder. Fakat o bilindiği gibi, malı mülkü terk etmiştir.
——————————
Rihletü İbn Batuta, 1/95-96; İbn Batuta Seyahatnâmesi, 1/119-120