Bir Sofra Edebi

Bir Sofra Edebi

Edebiyat ve tasavvuf dünyasının yıldız isimlerinden Molla Abdurrahman Camî (Ö. 1493) hazretlerinin yanına, bir gün yarım Molla birisi gelmişti. Adam edeb ve nezaketten uzak, takva ve bilgiçlik tasyalan bir tavır içindeydi. Bir süre sonra Molla Camî’nin de bulunduğu bazı kimselerle bir sofraya oturmuşlardı. Adamcağız yemeğe tuzla başlamanın müstehab olduğunu düşünerek, sofradaki büyükleri hiç hesaba katmadan hizmetçilerden birine talimat verdi:

 

– Sofrada tuz yok, getirin de yemeğe tuzla başlayalım.

 

Bu kaba müdahale, Molla Camî hazretlerini biraz rahatsız etmişti. Gülümseyerek, şaka yollu şöyle dedi:

 

– Ekmekte tuz vardır, onunla başlayın.

 

Yemeğe başlanmıştı. Yarım molla ise ortada bir kusur ararcasına yemek yiyenleri gözden geçiriyordu. Birisinin ekmeği tek elle koparmakta olduğunu görmüştü. İşte bir hata yakalamıştı. Derhal adama sertçe ihtarda bulundu:

 

– Ekmeği tek elle koparmak mekruhtur!

 

Fakat kaba softa, sofrada başkasını kontrol etmenin mekruh olduğunu unutuyordu. Molla Camî hazretleri de şu karşılığı verdi:

 

– Yemekte sofradakilerin eline ve ağzına bakmak, daha da mekruhtur!

 

Molla Camî hazretlerinin bilgi ve seviyesini takdir eden herkes, o anda saygı ve edeblerinden suskunluğa bürünmüştü. Fakat bilgiç adam, böyle bir nezaket anlayışından uzak olduğundan sükut edemedi:

 

– Yemekte konuşmak sünnettir, neden suskunsunuz? deyiverdi.

 

Molla Camî de, suskunluğu bozarak karşılık verdi:

 

– Çok söyleyip gevezelik yapmak ise mekruhtur!

 

Safî Ali ibn Hüseyin: Reşahat Aynü’l-hayat

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir