Bir Hizmet Örneği
Hz. Ömer R.A.’ın azadlı kölesi Eslem R.A. anlatıyor:
Bir gece Hz. Ömer’le birlikte, Medine dışındaki taşlık bir araziye çıkmıştık. Sırar denilen yere gelmiştik ki, uzakta bir ateş gördük. Oraya gittiğimizde, yanında küçük çocukları olan bir kadınla karşılaştık. Ateş üzerine bir tencere konmuş, çocuklar da sızlanıp duruyorlar. Ömer R.A. biraz uzakta durup seslendi:
– Ey ışığın sahipleri selam size!
Kadın selama karşılık verdi. Hz. Ömer R.A. da yaklaşmak için izin istedi.
– Hayırla yaklaşın, yoksa vazgeçin, dedi kadın.
Bunun üzerine oraya yaklaştık. Hz. Ömer R.A. sordu:
– Nedir sizin bu haliniz? Burada ne yapıyorsunuz?
– Gördüğünüz gibi gece ve soğuk bizi kasıp kavuruyor.
– Bu çocuklar neden böyle ağlaşıp duruyorlar?
– Açlıktan ağlaşıyorlar, açlıktan!
– Ateşin üzerinde pişip duran şey nedir?
– Sudur. Çocukları uyuyuncaya kadar onunla avutuyorum. Allah, bizi yöneten Ömer ile aramızda elbette hakem olacak!
Kadın Hz. Ömer R.A.’ı tanımıyordu. Halife olarak kendileriyle ilgilenmediğini dile getirmeye çalışıyordu.
Kadıncağızın halini gören Hz. Ömer R.A. ağlayarak döndü. Koşarak un ambarına geldi. Oradan bir çuval un ve bir miktar yağ çıkardı.
– Eslem! Şu çuvalı sırtıma yükle, dedi.
Onu senin yerine ben taşıyayım, dedim. Fakat o:
-Sen benim günahımı da kıyamet gününde taşıyabilir misin? diyerek reddetti.
Hz. Ömer R.A. çuvalı sırtına yüklendi. Birlikte kadının yanına geldik. Un çıkarıp tencereye döktü. Üstüne de yağ koydu. Başladı tencerenin altındaki ateşi üflemeye. Duman onun sakalları arasına girip çıkıyordu. Sonra tencereyi indirdi. Pişen yemeği kadının verdiği bir tabağa boşalttı. Tabağı da çocukların önüne koydu. Onlar da doyuncaya dek yediler. Kadın ise, tanıyamadığı Hz. Ömer R.A.’a dua ediyordu.
el-Bidâye ve’n-Nihâye