Ebu Hureyre’nin Cihadı
Rasulullah Aleyhisselâm ashabına şöyle demişti:
– Sakinleri zalim olan şu kente (Hayber’e) yürümeye hazırlanın. Çünkü Allah, onu size açacaktır. Ancak bineği serkeş veya zayıf olan, benimle çıkmasın.
Bunun üzerine Ebu Hüreyre (R.A.) annesine giderek:
– Hazırlığımı yapıver. Çünkü Allah Rasulü savaş için cihada çıkmamızı emretti.
– Yanımda senden başkası yokken, bile bile nasıl beni bırakıp gidersin?
– Ben Rasulullah’tan geri kalamam.
Bunun üzerine annesi, sütü üzerine “gidersen emdiğin haram olsun” şeklinde yemin etti. Sonra da gizlice Rasul-i Ekrem’in yanına gelerek, durumu ona haber verdi.
Ebu Hüreyre gelince Rasulullah (A.S.) ondan yüzünü çevirdi. Ebu Hüreyre:
– Ya Rasulallah, seni bana kırgın görüyorum. Bunun da sana ulaşan bir haberden olduğunu sanıyorum, dedi.
Peygamber Efendimiz :
– Annen senin gitmemen için emdiğin süt üzerine “hakkımı helâl etmem” diye sana yemin vermiş, dinlememişsin. Sizden biriniz anne ve babasının veya onlardan birinin hizmetinde bulununca, Allah yolunda olmadığını mı sanıyor? Oysa öyle değil! Kişi ebeveynine iyilik ettiği ve onların hakkını ödediği sürece, Allah yolunda (cihadda)dır.
Ebu Hüreyre Hazretleri, “ben bundan sonra annem ölünceye kadar, iki sene savaşa çıkmadan bekledim.” der.
Not: Askerî cihad, yerine ve ehline göre farz-ı kifayedir, herkes için değildir. Fakat genel seferberlik durumu olunca, cihad herkese kendi çapında “farz-ı ayn” olacağından, o zaman cihad için kimsenin izni aranmaz.
Mu’cemu’l-Kebîr (Taberanî), Mecmau’z-Zevaid