Kız Kaçırma ve Hükümleri
Dört mezhebin ölçülerine göre, kız kaçırmadan doğan neticeler şöyledir:
a) Kız kaçırma işi, yetişkin kızın kendisi ve ana-babanın, yakın velilerinin müşterek rızasıyla yapılmış olsa, erkek velisinin rızası ve akdi ile yapılan nikâhı dört mezhebin ittifakıyla sahih ve caiz olur.
b) Henüz büluğa ermemiş küçük kızın, kaçırılmasına ve nikâhlanmasına velileri razı olmadığı halde böyle bir muamele yapılmışsa, bu nikâh dört mezhebin ittifakıyla haram ve batıl olur. Akıl-bâliğa kızın kaçırılıp evlendirilmesi, hem kızın hem de velilerinin rızası haricinde zorla olmuşsa, bu da dört mezhebce haram ve batıldır.
c) Akıl-baliğa (ergenlik çağında) bir kızın, kendi arzusuyla kaçması ve evlenmesi halinde, kızın velileri böyle bir evlenmeye razı olmazsa, Hanefî mezhebine göre -kaçan kız günahkâr olsa da- bu nikâh geçerli olur. Fakat diğer üç mezhebe göre bu durumda nikâh da caiz değildir.
d) Yetişkin kızın kendi arzusu olmadığı halde kaçırılırsa ve onun rızası alınmadan babasının rızasıyla evlendirilmiş olsa, üç mezhebe göre bu nikâh sahihtir. Fakat Hanefî mezhebine göre sahih (geçerli) değildir.
Şu halde kız kaçırma ve kızın kaçması, çeşitli yönleriyle tehlikeli ve mahzurludur. Mecburi sebepler olmadıkça, böyle bir işe girmek caiz olmaz. Böyle bir durum ortaya çıkınca da, nikâhsız olarak tenhada başbaşa kalma, birbirine dokunma gibi haram fiillerden kesinlikle kaçınmak ve tarafların rızasını gözetmek gerekir. Namahremle kimsesiz tenha yerlerde başbaşa halvette bulunmak haram olduğu gibi, sahih olmayan batıl nikâhla buluşmak ve birleşmek de haramdır. Bu tür işlemler zina günahına sebep olur. Her müslümanın böyle haramlara sebep olmaktan titizlikle korunması gerekir. Diğer taraftan böyle bir eylemin medeni hukuk bakımından da ciddi sakıncaları bulunmaktadır. Ortada kesin zaruretler ve çaresizlikler olmadıkça, bir kızın ailesinden kaçması ve kaçırılması şüphesiz ki fitne ve haram kapısını açar.