Moğolların Gelişi ve Dönüşü
Cengiz Han’ın torunu Hülagu, 1258 yılının Şubat ayında 200 bin kişilik Moğol ordusuyla Bağdat’a saldırmıştı. O sırada son Abbasî halifesi olan Mustasım’ın veziri İbnü’l-Alkamî ve Hülagu’nun danışmanı Nasıruddin Tusî idi. İlginç olan, bunların her ikisi de Şiî idi. Bunlar, Hülagu’yu hilafet merkezi Bağdad’ın işgaline, halifeyi de ona teslim olmaya teşvik etmişlerdi.
Bu işgalde Bağdat’a giren zalim Moğol ordusu, kırk-elli gün boyunca her türlü vahşet ve tahribatı yapmıştır. Kütüphanelerdeki paha biçilmez kitapları topluca imha ettiler. Yüzbinlerce yazma kitapların atıldığı Dicle Nehri günlerce mürekkep renginde aktı. Kubbelerdeki altınları sökmeki çin camileri yıktılar. Alimlerin çoğunu öldürdüler. Bir milyondan fazla insan öldürüldü. Bazı idari hataların kurbanı olan Halife de, işkenceyle öldürüldü. İslâm medeniyetinin beş asırlık kültür ve sanat merkezi olan Bağdat, medeniyet düşmanı Moğolların işgal ve tahribatıyla harab oldu gitti.
Moğollar Bağdat’ı harabeye çevirdikten iki yıl sonra Şam’ı da işgal etmişler ve Mısır’a göz dikmişlerdi. Fakat o sırada Memlûkler’in başındaki Melik Muzaffer Kutuz, ordusuyla Şam üzerine yürüdü. Filistin’de “Aynu Câlût” denilen yerde, Ketboğa Noyan komutasındaki Moğol ordusunu, kırk yıldır görmedikleri bir yenilgiye uğrattı (1260). Böylece Şam’ı Moğollar’dan geri aldı.
Dini inancında Budist olan Hülagu’nun (Ö. 1265), İran-Irak bölgesinde 1256 yılında kurduğu İlhanlılar Devleti ve Moğollar, Aynu Câlût mağlubiyetinden sonra ezici gücünü kaybetmeye başlamıştır. İlhanlı hükümdarı Gâzan (Mahmud) Han’ın müslüman olmasından itibaren de (1295) Moğolistan dışında kitleler halinde müslüman olmuşlardır.
Böylece Türkçe konuşmaya başlayan ve İslâm dinini kabul eden İhanlı Moğolları, 40-50 yıl içinde Türkleştiler ve İslâmlaştılar; Tatar Türkleri olarak, İslâm kültür ve medeniyetiyle kaynaştılar.
el-Bidaye ve’n-Nihaye, 13/235-240, 258-260; Tarihu’l-İslâm, 4/147-154; es-Süyutî: Tarihu’l-Hulefâ, s. 519-528; İslâm Ansiklopedisi (T.D.V.) 4/275-76, 18/473