Nikâh Nasıl Bozulur?

Nikâh Nasıl Bozulur?

Müslüman erkek veya kadından biri -Allah korusun- iman dairesinden çıkıp “mürted” olsa, bu durumda nikâh doğrudan bozulup, evlilik bağı çözülür. Fakat dinden çıkma durumunda bozulan bu nikâh boşanma değil, nikâhın feshidir yani yok olmasıdır. Bu ise boşanma sayısını etkilemez. Yalnız erkeğin kendi sebep olduğu boşanma hali dışında, her iki eşin sebep olabildiği bu gibi nikâh feshinde, üç kereden çok fazla da olsa, herbirinde nikâhın yenilenmesi mümkündür.

Yine bilinen fıkhî bir gerçektir ki, mürted olmuş kişinin dinen hiç kimseyle nikâhı sahih değildir. Önce müslümanken evlendikten sonra dinsiz olan kimse de derhal nikâhından kopmuş olur; bu durumdaki kimseyle evlilik hayatını sürdürmek helal olmaz.(1) Ancak imanı bozulan eşin, tevbeyle iman tazeledikten sonra şartları çerçevesinde nikâhını da yenilemesi lazımdır. Sadece tevbe etmekle nikâh tazelenmiş olmaz.

Müslüman erkeğin ehl-i kitap denilen -dinine bağlı- yahudi ve hıristiyan kadınlarla evlenmesi, kerahetle de olsa caizdir, geçerlidir. Ancak müslüman kadının, müslümandan başka hiç kimseyle evlenmesi caiz değildir, bâtıldır.

Adı müslüman olup müslümanlık iddiasıyla yaşadığı halde baştan beri mezheb ve itikadı küfür üzere olan, ismen müslüman fakat aslen kâfir bulunan batıl inançlı kimseler ehl-i kitap olarak kabul edilmez. Böylelerinin kendi aralarındaki nikâhları ise geçerli kabul edilir.

Bilerek veya bilmeyerek küfre düşülüp imanın ve nikâhın bozulması, yahut dikkatsizce sarfedilen bazı sözlerden dolayı boşanmanın meydana gelmesi ihtimalden uzak değildir. Zaman zaman tevbekâr olup iman tazelemek lüzum ettiği gibi, evliler için ihtiyaten nikâh yenilemek de yerinde olur.

 

Nikah Nasıl Tazelenir?

Nikâhın sıhhatine bir şüphe düştüğü zaman, şartlarına uygun olarak yenilenmesi isabetli olur. Böyle  ihtiyatî bir nikâh için, ayrıca nikâh bedeli mehir ödemek de gerekmez.

Nikâh tazeleme, bilinen nikâh akdinin aynısıdır. Yani akil-baliğ en az iki erkek şahit yanında, evlenen tarafların birbirlerini eş olarak kabullendiklerini ifade etmeleridir. “Ben de nikâhını kabul ettim” gibi.

Nikâh yenilemede işin daha kolay şekli şöyledir: Erkek, nikâhını yenilemek için eşinin vekâlet ve rızasını alır. “Ben mevcut eşimi, onun rızasıyla yeniden kendime nikâhladım” der. Böylece nikâh yenilenmiş olur. Bir de dua niyetiyle “Fatiha” okumak iyi olur.

Şu var ki Şafiî mezhebinde, kadının ancak erkek velisi veya velinin erkek vekili karşı tarafla nikâh sözleşmesini yapabilir. Buna göre kadının nikâh düşen velisi, onu kendine nikâhlayamaz. Velisinin vekâletini ve kadının iznini almış damat adayı da, kendisi için o kadının nikâh akdini yapamaz.(2) Fakat gerekirse bu meselede Şafiîler de Hanefîler’i taklid edebilirler.

Bazan camilerde ve benzer topluluklarda, “Allahümme innî ürîdü…” (Allahım ben istiyorum ki…) diye başlayan ve imamla birlikte cemaatin uğultu halinde tekrarladığı bir nikâh tazeleme şekli vardır. Bu durumda imam haricinde cemaatin söyledikleri, yetersiz telaffuzlarla ve şahitlik yönüyle de anlaşılmaz gürültülerle birbirine karışmaktadır. Bu durum, bir hatırlatmanın ötesinde nikâh yenileme için yeterli olamaz.

Ancak eşinden nikâh vekaletini almış bir-iki kişi, imamın yanına çıkarak onunla birlikte veya kendi başlarına cemaate karşı: “Ben mevcut eşimi, onun rızasıyla yeniden kendime nikâhladım” demiş olsalar, nikâhları yenilenmiş olur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir