Nureddin Zengi’nin Rüyası
Selçuklu atabeklerinden Nureddin Mahmud Zengî (1118-1174/Şam) gayet dindar, adil ve kahraman bir devlet adamıydı. İkinci Haçlı Seferlerini Suriye ve daha birçok cephede etkisiz bırakmıştı.
Ard arda üç defa rüyasında gördüğü Peygamber Aleyhisselâm, yine bir teheccüd sonrası rüyasında görünerek kızıl suratlı iki adam gösterir ve: “Yetiş, şu adamlardan beni kurtar!” der. Bunun üzerine Nureddin Zengî, sabaha kalmadan kıymetli veziri Cemaleddin’le buluşur, rüyasını yalnız ona anlatır. Medine’de önemli bir hadise olduğu kanaatine vararak, hemen bir askerî birlikle Şam’dan yola çıkıp süratle yol alırlar ve onaltı günde Medine’ye ulaşırlar. (1162 m.)
Nureddin Zengî şehre haber salarak, sadaka dağıtacağını, bütün Medine halkının Mescid-i Nebevî’de toplanmasını ister. Gelenleri tek tek gözden geçirerek sadakalarını verdikten sonra “başka gelmeyen kimse kaldı mı?” diye sorar. Batı’dan gelme iki garip kişinin toplantıya gelmediğini öğrenir. Derhal onları huzuruna çağırır. Gelenlere dikkatle bakınca, “işte bu adamlar!” der.
Sıkı bir araştırmadan sonra anlaşılır ki, adamlar İspanyalı ajanlar! Rasulullah’ın cesed-i şerifini Avrupa’ya kaçırmayı plânlamışlar ve bunun için de Mescid-i Nebevî ‘de, Rasulullah’ın kabrinin bulunduğu hücre-i saadete pek yakın bir odaya hizmetkâr derviş görüntüsüyle yerleşmişler. Odanın içinden türbe-i şerife doğru bir tünel kazmışlar. Geceleyin kazı yapar, çıkan toprağı da çantalarla yakındaki Baki Mezarlığı’na dökerlermiş. Tünel bitmek üzereyken, Nureddin Zengî yetişmiş!
Zengî, hain herifleri orada idam ettirir. Sonra türbe etrafında derin hendekler kazdırarak, içini erimiş kurşunlarla doldurur. Böylece hücre-i saadeti sağlam bir korumaya aldıktan sonra, şeref ve saadetle Şam’a döner.
Nureddin es-Semhudî, Vefaü’l-Vefâ; İbnu’l-İmad, Şeceratü’z-Zeheb; Eyyüb Sabri Paşa, Mir’atü’l-Haremeyn; Evliya Çelebi, Seyahatname.