Sultan Adaleti
Günün birinde bir tüccar, Gazneli Sultan Mahmud’un yanına geldi; Sultanın oğlu Mes’ud’dan şikayet ederek yakındı:
– Efendimiz, ben bir tüccarım. Bir müddettir burada kaldım. Kendi memleketime dönmek istediğim halde dönemiyorum. Çünkü senin oğlun Mes’ud , benden altmışbin dinarlık eşya ve kumaş satın aldı, parasını vermiyor. Emir (komutan) Mes’ud’u benimle birlikte kadıya (mahkemeye) göndermenizi istiyorum, dedi.
Sultan Mahmud kızdı, üzüldü. Oğlu Mes’ud’a şöyle haber gönderdi:
“Tüccarın hakkını derhal göndermeni istiyorum. Eğer bir sebep göstereceksen çabuk kalk, kendisiyle birlikte mahkemede hazır ol ki, şeriat ne gerektiriyorsa yerine getirsinler!”
Tüccar mahkeme binasına gitti. Elçi de Mes’ud’un yanına gelerek, babasının mesajını iletti.
Mes’ud telaşlandı. Hazinedarına, hazinede ne kadar nakit altın toplandığına bakmasını söyledi. Hazinedar gidip baktı, yirmibin dinardan fazla para olmadığını bildirdi. Mes’ud şöyle dedi:
– O parayı alıp tüccara götürün. Geri kalan kırkbin dinar için üç gün süre isteyin ki ödeyeyim. Ey elçi, sen de Sultan’a arzet ki, yirmibin dinarı nakit olarak bu saat ödedim. Sultan ne emreder diye hazır bekliyorum…
Elçi gidip geldi; Sultan’dan gelen şu emri tebliğ etti:
– Ya yargılanmaya hazır ol, ya da geri kalan kırkbin dinarı tüccara hemen teslim et! Şunu iyi bil ki, bu parayı tastamam tüccara ödemediğin ve onun ağzından “ Mes’ud hakkımı bana ödedi” sözünü işitmediğin sürece, yüzümü bir daha göremezsin!
Bu durumda Mes’ud’un söyleyecek bir sözü kalmadı. Her tarafa adamlar gönderdi ve herkesten borç istedi. İkindi namazı vakti olduğu zaman, altmışbin dinarı tüccara ulaştırmıştı.
Emir Mes’ud ve tüccar, bilgi ve teşekkür için Sultan’ın huzuruna çıktılar. Ancak o zaman Sultan Mahmud, oğlu Mes’ud’dan razı oldu.
Bu haber dünyaya yayılınca, tüccarlar Çin’den Mısır’a kadar her yerden Gazne’ye geldiler; bütün kıymetli şeyleri oraya getirmeye başladılar.
Nizamül -Mülk: Siyasetname, s.156-57; Gazneliler Devleti Tarihi, s. 49.