Fakir ve Melikşah
Bir gün yaşlı bir adam, Selçuklu hükümdarı Melikşah’ın (Ö. 1092 m.) veziri Nizamülmülk’ün huzuruna çıkar ve der ki:
– Ben Rasulullah A.S.’ın elçisiyim. Melikşah’la görüşmek istiyorum. Ona bir mesaj ileteceğim.
Nizamülmülk Melikşah’ın huzuruna çıkarak, ihtiyarın söylediklerini aktarır. Sultan da adamın huzura kabulünü ister. İçeri giren ihtiyar şöyle konuşur:
– Birçok kızım var. Ancak fakir olduğumdan, evlilikleri için gereken çeyizi hazırlayamadım. Bu sebepten her gece Allah’a dua edip, bana kızlarımın çeyizlerini hazırlayacak imkanı ihsan etmesini diledim. Bir cuma gecesi, yine onlar için yardım dileyerek uyudum. Rüyamda Allah Rasulü’nü gördüm. Bana şöyle dedi:
– Kızının çeyizini hazırlayabilmek için her gece Allahu Tealâ’ya yalvarıp yakaran sen misin?
– Evet ya Rasulallah, dedim.
Bana Sultan Melikşah’ın adını verdi ve dedi ki:
– Ona git. Kızların için gerekli çeyizi satın alıvermesini Rasulullah’ın istediğini söyle!
Ben de dedim ki:
– Ey Allah’ın Rasulü! Bu haberin doğruluğu için benden bir işaret isterse ona ne diyeceğim?
Peygamber A.S. buyurdu:
– Ona işaret olarak, her gece yatmadan önce Tebareke Suresi’ni okuduğunu söyle…
Bunu dinleyen Melikşah, ihtiyara şu karşılığı verdi:
– Bu doğru bir işarettir. Bunu Allah’tan başkası bilmiyordu. Hocam bu şekilde tenbih etmişti, ben de hep böyle devam ettim.
Melikşah, bu fakirin kızlarının çeyizi için gerekli her şeyin sağlanması talimatını verdi. Ve bol hediyelerle adamı yolcu etti.
Üsâme b. Munkîz, İbretler Kitabı (Çeviri: Yusuf Ziya Cömert)